V. ULUSAL HİDROLİK PNÖMATK KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
Yayına Giriş Tarihi
V. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi gelenekselleşen özelliği ile 23-26 Ekim 2008 tarihleri arasında Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi İzmir'de düzenlenmiştir.
V. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi gelenekselleşen özelliği ile 23–26 Ekim 2008 tarihleri arasında Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi İzmir'de düzenlenmiştir. Kongre ve Sergi Makina Mühendisleri Odası adına İzmir ve İstanbul Şubeleri yürütücülüğünde gerçekleştirilmiştir.
Kongre, 30 kurum, kuruluş ve sektörel basın kuruluşu tarafından desteklenmiş, kongre süresince 12 oturumda 32 adet bildiri sunulmuş, 1 konferans, 1 panel, 1 yuvarlak masa toplantısı, 1 proje yarışması ödül töreni, 10 atölye çalışması, 4 kurs ve 1 forum gerçekleştirilmiştir. 425 sayfalık bildiriler kitabı ve 46 sayfalık Mevcut Durum Analiz Kitabı yayın dünyasına kazandırılmıştır.
Kongre süresince düzenlenen sergiye sektörde ürün ve hizmet üreten, temsilcilikleri ile birlikte 47 kuruluş katılmıştır.
Kongre, 498 kayıtlı delege olmak üzere, toplam 1500'e yakın mühendis, teknik eleman, üniversite ve meslek lisesi öğrencisi tarafından izlenmiş, sergi 3000'i aşkın kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
Uluslararası katılımın daha da geliştirildiği kongrenin açılış konferansı, Avrupa Akışkan Gücü Dernekleri Federasyonu (CETOP) eski başkanı Amadio BOLZANI tarafından "Avrupa Akışkan Gücü Piyasası, Yeni Gelişmeler ve Trendler" teması ile gerçekleştirilmiştir.
Oturumlarda hidrolik pnömatik alanında bilimsel, teknik ve AR-GE kapsamında sektörde yapılan uygulamaların aktarıldığı, sektörel yenilik, bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı özgün bildiriler sunulmuştur.
Kongre kapsamında düzenlenen panelde "Kontrol ve Otomasyon Teknolojisinde Hidrolik Pnömatik Eğitiminin Önemi" konusu Akışkan Gücü Derneği AKDER, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İzmir Hidropar Ltd. Şti., Milli Eğitim Bakanlığı ile TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesini temsil eden konuşmacıların katılımıyla ayrıntılı olarak tartışılmış, görüş ve öneriler üretilmiş ve paylaşılmıştır. Tartışmanın tüm delegelerin aktif katılımı ile gerçekleştirilmesi amacıyla panelistlerin görüşleri Mevcut Durum Analiz Raporu olarak panel öncesi katılımcılara sunulmuştur.
Bu yıl kongrede ilk kez "Bağlantı Tekniği ve Borulama" konusunda delegelerin aktif katılımıyla yuvarlak masa toplantısı düzenlenmiş, teknik bir konu tüm yönleri ile ortaya konularak, deneyimler ve çözüm önerileri katılımcılarla paylaşılmıştır.
Kongre kapsamında yine ilk kez "Üniversite Öğrencileri için Hidrolik- Pnömatik Proje Yarışması" düzenlenmiş, dereceye giren öğrencilerin ödül töreni ve proje sunumları kongre sırasında gerçekleştirilmiştir.
Kongrede 10 farklı konuda atölye çalışması gerçekleştirilmiştir. "Yük Tutma Valflerinin Seçim Kriterleri; Hidrolik Bağlantılarda Sızdırmazlık Uygulamaları ve Karşılaşılan Problemlerin Çözümü; Elektronik Ölçüm Tekniklerinin Hidrolikte Kullanılması; Sauer-Danfoss PVG Oransal Valfler ve Yük Duyarlı Pompa Kombinasyonları; Eksenel Pistonlu Ünitelerin Esasları; Hidrolik Sistemlerde Çevrimiçi (On-line) Kirlilik Ölçümü ve Faydaları; Hidrolik Pnömatik Sızdırmazlık Elemanlarında Dünya'daki Gelişmeler ve Bunların Uygulama Alanlarına Etkileri; Parker'ın Yeni Pilot Kumandalı Servo Oransal Valfleri ve Compax 3F Eksen Kontrol Cihazı Kapalı Devre Uygulamaları için Kusursuz Bir Takımdır; Dört Kadranlı (Quadranlı) Pompa; Hareketli Sistemlerde Hortum Deformasyonunun Giderilmesi için Kablo Kanallarının Kullanılması" konuları yurt içi ve yurt dışından gelen uzmanlar tarafından uygulamalı olarak atölye çalışmalarında sunulmuş ve anılan etkinlikler toplamda 400'ün üzerinde mühendis ve teknik eleman katılımıyla yoğun ilgi görmüştür.
Yine kongre kapsamında ilk kez 4 farklı konuda kurs düzenlenmiştir. "Hidrolik ve Pnömatik Silindirlerde Kullanılan Sızdırmazlık Elemanları, Seçimi, Kullanım ve Montaj Teknikleri ve Sık Karşılaşılan Problemler; Hidrolik Devre Elemanları Uygulama ve Arıza Arama Teknikleri Arıza Nedenleri ve Çözümleri; Pnömatik Sistemlerde Arıza Arama Teknikleri ve Çözümleri; Hidrolik Sistemlerde Bağlantı Tekniği" konuları uzmanlar tarafından sunulmuş ve bu kurslara toplamda 350 mühendis ve teknik eleman katımlımı sağlanmıştır.
Dört gün boyunca paylaşma ve dayanışma zeminlerinin geliştirildiği, sosyal, kültürel etkinliklerle de renklendirilen kongre sonucunda aşağıdaki konuların kamuoyuna sunulması karar altına alınmıştır.
Kongre, önceki kongrelere göre çok farklı koşullarda gerçekleştirilmiştir. Mevcut uluslararası sistem finansal kriz ile yeni bunalım ve krizlere açık bir süreci yaşamaktadır. Finans mekanizmalarında başlayan alt üst oluşun ABD ve Avrupa'da yol açtığı/açacağı devasa maliyetin özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelere fatura edilmesi kaçınılmazdır. Bu durum ile sanayi ve ekonomimize ilişkin birikmiş olumsuzlukların çakışması, Türkiye'nin önemli zorluklarla karşılaşacağının işaretlerini sunmaktadır. Çünkü "küreselleşme sürecine uyum" adı altındaki ekonomik politikalarla Türkiye genelinde sübvansiyonlar büyük ölçüde kaldırılmış, KİT yatırımları durdurulmuş, büyük ölçekli sanayi kuruluşları ile stratejik kuruluşlar özelleştirilmiştir. Sabit sermaye yatırımlarında önemli gerilemeler yaşanmış, gümrük birliği hedefleri doğrultusunda tüm sektörlerde korumacılık asgariye indirilmiştir. Öz kaynaklardan çok ithal kaynaklar girdi olarak kullanılmış, küresel güçlerin dayattığı iş bölümü ile fason üretim ve taşeronlaşma egemen kılınmıştır. Kaynak tahsisinin piyasalar yoluyla sağlandığı, ihracatımızın ithalata bağımlı kılındığı bir sanayi modeline geçilmiştir. Ülke kaynakları üretken yatırımlar yerine hizmet ve finans sektörlerine yönlendirilmiştir.
Bütün bu politikaların sonucunda Türkiye ekonomisi cari açığını dış borçla kapatan, sıcak para akışına mahkum, yüksek cari açık, yüksek dış borç ve sürekli işsizliğe dayalı ve kriz tehdidi altında kırılgan bir yapıya büründürülmüştür. Bu durum Türkiye'nin küresel gelişmelere bağımlılığını daha da artırmıştır. Hidrolik pnömatik girdilerini yaygın olarak kullanan demir-çelik, makina imalat, iş ve inşaat makinaları, otomotiv, savunma, gıda, ambalaj, gemi inşa vb. gibi sektörler ve teknolojik alanların içinde bulunulan küresel kriz koşullarından etkilenmesi kaçınılmazdır.
AR-GE, ÜR-GE olanaklarının teknolojik ve endüstriyel birikimin yetersizliği ile sermaye ve finansman yetersizliği, istikrarlı ve güvenilir iç pazar olmaması, maliyetlerin yüksek oluşu, standartlara uygun olmayan ithalat ve haksız rekabetin sektörün temel sorunları olduğu bilinmektedir.
Şimdi bu sorunlara küresel ekonomik kriz boyutu eklenmiştir. Ülkemizde krizden en çok reel sektörün etkileneceği vurgulanmıştır. Kamunun tüm yatırım ve üretim alanlarından hızla çekilmesi, reel sektörle ilgili düzenlemelerin yapılmaması, rant politikalarının bir türlü üretim politikalarına dönüşmemesi bugün reel sektörü en kırılgan noktaya taşımıştır. Bu da ülkemizde işsizliğin ve yoksulluğun tırmanacağı bir süreci işaret etmektedir.
• Akışkan gücü sektörü, kontrol ve otomasyon teknolojileri aracılığıyla pek çok üretim alanında yer alan, makina mühendisliğinin en nitelikli hizmeti üretebildiği önde gelen uygulama alanlarındandır. Mekanik, elektronik, bilgi işlem, programlama gibi disiplinler arası niteliğiyle mekatronik anlamında, katma değeri yüksek özgün çözüm ve projeleri kolayca üretebilecek bir sektördür. Akışkan gücü sektörü gelişme politikalarını sadece bileşen pazarlama ve ticareti ile kısıtlamamalı, değişen pazar ve rekabet koşulları içinde yapılacak fırsat ve tehlike analizleriyle orta - uzun vade planlarını oluşturmalıdır.
• Ülkemizin mühendislik birikimi doğrultusunda, ülke kaynakları kullanılarak ürünleri geliştirmek ve imalat süreçlerini iyileştirmek gerekir. Ülkemizde hidrolik pnömatik sektörünün teknoloji kullanımı ve projelendirme açısından diğer sektörlere göre iyi bir yerde olduğu belirtilmiştir. Ancak üretim açısından aynı durum söz konusu değildir. Yerli üretimde bu alanda ilk üretimleri gerçekleştiren firmalar ile ciddi bir yol alınmış gibi görünse de gelinen nokta doyurucu değildir. Ne yazık ki makina üreticileri yerli devre elemanlarını yeterince kullanmamaktadırlar. Makina imalat sanayinde, uluslararası kriterlere göre hidrolik–pnömatik ekipmanlarının kullanım oranı % 10 düzeyinde olması gerekirken, bu oranın ülkemizde çok daha düşük seviyelerde olduğu da bilinmektedir. Akışkan Gücü sektöründe yerli üretimin ağırlığının artmasına paralel olarak yurtdışından ülkemize makina ve elemanlarının girişinin azalabileceği tespiti yapılmıştır.
• Hidrolik pnömatik sektörünün ürün ve hizmet üretiminde yerli üretimin ulusal ve uluslararası rekabet ortamında etkinliğinin arttırılması için AR-GE ve yüksek teknolojiye yönelik yatırımlara destek verilmesi, kamu yatırımlarında yerli ürün alımının teşvik edilmesi ulusal politika haline getirilmelidir. Siyasal iktidarlar bu anlayışın yaşama geçirilmesi yönünde ilgili kamu kurum ve kuruluşları arasındaki eşgüdümü sağlamalıdır. Hidrolik pnömatik sektörü, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olmayan, kalitesiz ve satış sonrası teknik hizmet desteği bulunmayan ürünlerle karşı karşıyadır. Bu durum standartlara uygun üretim ve satış yapan yerli üretici ve ithalatçının haksız rekabet ortamında kalmasına neden olmaktadır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının tüm ürünlerde standartlara uygunluk koşullarını güncellemesi ve denetimi artırması gerekmektedir.
• Sektörün sorunları arasında yetişmiş eleman eksikliği de bulunmaktadır. Hidrolik pnömatik teknolojisi o denli hızlı gelişmektedir ki, öncelikle eğitim kadrolarının sektördeki teknolojik gelişmeleri yakından izleyebilmeleri gerekmektedir. Makina Mühendisleri Odası ve sektörel kuruluşların yapacağı çalışmalara üniversiteler ve sektörün vereceği destekle, sektörün bu konudaki eksiklerinin üzerine gidilebilecektir.
İlk dört kongrede tespit edildiği üzere hidrolik pnömatik sektöründe ürün ve hizmet üretiminde kalitenin artırılmasına yönelik teknik insan gücünün sürekli eğitiminin ve belgelendirilmesinin sağlanması amacıyla Makina Mühendisleri Odası, Akışkan Gücü Derneği ve Üniversitelerin birlikte üretme geleneğinin oluşturularak sürekli kılınması gerektiğinin önemi vurgulanmıştır. Eğitilmiş, motive edilmiş personelin hem verimlilik hem de güncel teknoloji uygulaması ve gelişimi için vazgeçilmez olduğu bilinciyle sektörde mühendis istihdamı ve yetkin kılınması gerekliliği vurgulanmıştır.
• Eğitim programları içerisinde doğaldır ki uygulamaya yönelik bütün konulara yer vermek imkansızdır. Mühendisler, üniversitede edindikleri teorik alt yapılarını kullanarak farklı konuları kısa sürede öğrenmektedirler. Bu nedenle, yeni konuların analizlerinin iyi yapılması; bazılarının yeni dersler şeklinde programlara konması bazılarının da var olan dersler içerisine yeni konular şeklinde ilave edilmesi gerekir. Bununla beraber üniversiter eğitim anlayışı içerisinde daha kapsamlı derslerin bulundurulması imkansızdır. Bu durum, bir noktaya kadar yüksek lisans programlarıyla da çözülebilir. Yüksek lisans programları, belirli uzmanlık alanlarına odaklaşan eğitim programlarıdır. İyi bir 4 yıllık lisans seviyesindeki temel mühendislik eğitimi sonrasında kontrol teknolojisi üzerinde yapılacak yüksek lisans eğitimi sektörün ihtiyacı olan mühendislerin yetişmesine olanak sağlayacaktır.
• Meslek Yüksekokullarında hidrolik pnömatik eğitimlerinin ülke sanayisinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yapılandırılması için temel koşullardan birisi öğretim elemanının yeterliliği diğeri ise Hidrolik-Pnömatik Laboratuar alt yapısının oluşturulmasıdır. Sanayinin beklentilerine uygun özelliklerde ara eleman eğitimi için öğretim elemanlarının belirli zaman aralıklarında sanayi kuruluşlarını ziyaret etmesi, mümkünse 1 -2 hafta süre ile sanayide çalışarak çalışma şartlarının yerinde gözlemlemesi, yetiştireceği elemanın elde etmesi gereken bilgi ve beceri hakkında kendisine önemli katkılar sağlar. Bu tür etkinlikler için öğretim elemanları Meslek Yüksekokulu yönetimlerince teşvik edilmelidir. Hidrolik-Pnömatik eğitim programları en geç 5 yıllık sürelerle yenilenmelidir.
• Üniversite ve meslek yüksek okullarında, konumuzla ilgili olarak verilen eğitimlerden, daha farklı olarak, sektör firmaları ve sektör kuruluşlarının- dernek, birlik vb. verdiği mesleki eğitimler, çok daha somut sorun ve uygulamaları ele almalı, malzeme ve tasarımın, hassasiyet ve kullanım avantajlarını inceleyip, ekonomik çözümlemeleri analiz etmelidir. Laboratuar ortamında başarılı olabilen ciddi eğitim ve takip gerektiren uygulamalar için gereken önlemler üzerinde durulmalıdır.
• Mühendislik bölümlerinde okutulan temel konuların işlendiği bir hidrolik pnömatik dersi seçmeli dersler arasında yer almalı ve laboratuarlarda uygulamalı olarak verilmelidir. Bu bölümlerde ayrıca ileri hidrolik, ileri pnömatik, servo hidrolik sistemler gibi ileri düzey dersler de içeriklerine göre dördüncü sınıf veya yüksek lisans seviyesinde açılmalıdır. Bu derslerin de laboratuar uygulamaları olmalıdır.
• Türkiye'de mesleki orta öğretim endüstri meslek lisesi, teknik lise, Anadolu Meslek Lisesi, Anadolu Teknik Lisesi isimleri altında eğitim veren kuruluşlarda yürütülmektedir. Ülkemizde 5 ilde teknik lise düzeyinde hidrolik pnömatik bölümleri bulunmaktaydı. Bu bölümler kapatılarak Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi (MEGEP) kapsamında Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri Alanı içerisine alınmışlardır. Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri Alanı'nın müfredatında hidrolik ve pnömatik derslerinin ağırlığı azaltılmıştır. Mezunları sektörce oldukça yoğun ilgi gören bu bölümler kapatılırken sektörün ve ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınmamıştır. Sanayi bölgelerinde yer alan meslek ve teknik liselerin müfredatında hidrolik pnömatik konularının daha ağırlıklı olarak işlendiği bölümlerin kurulmasının uygun olacağı, bu yapılamıyorsa Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri alanında hidrolik ve pnömatik dal derslerinin artırılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.
• Dünya Bankası projesiyle hidrolik-pnömatik konusunda altyapısı ve öğretim elemanı güçlendirilmiş meslek yüksek okulları bulunmaktadır. Ancak bu okullarda hidrolik ve pnömatik dersleri diğer isimli bölümlerde sadece bir ders olarak görülmektedir. En azından sanayi yoğun alanlarda bulunan meslek yüksek okullarında hidrolik pnömatik teknolojisi bölümleri kurulması hem ara eleman eğitimine katkıda bulunacak hem de mevcut kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır.
• Mekatronik Mühendisliği lisansüstü çalışmalarla geliştirilecek mekanik, elektrik, elektronik, bilgi işlem gibi disiplinler arası çalışma olduğundan lisans programları ile verilmemelidir. Bazı üniversitelerimizde 4 yıllık mekatronik mühendisliği ders programlarında teknik resim, malzeme makine elemanları gibi temel derslerin yanı sıra hidrolik ve pnömatik derslerinin de olmaması zaten yetersiz görülen mühendislik eğitimine göre çok yetersiz kalacağı vurgulanmıştır.
• Sektörün bütünsel olarak fotoğrafını ortaya koyacak, yerli üretici ve ithalatçıların yatırım, üretim, satış, AR-GE, istihdam ve benzeri bilgilerine sağlıklı olarak ulaşılamamaktadır. İlk kongremizde vurgulanan sektörel envanterin gerçekleştirilmesi amacıyla AKDER tarafından başlatılan çalışmaların hızlandırılması ve tüm sektör tarafından desteklenmesi çağrısı yapılmıştır.
• Kongre kapsamında 1999 yılından bugüne ivmelendirilen hidrolik pnömatik alanındaki Türkçe yayın envanterinin geliştirilmesi sektörün ve eğitim kurumlarının gereksinimlerine yönelik özgün, çeviri, süreli yayınların kazandırılmasına yönelik çalışmaların sektör ve ilgili kurumlar tarafından desteklenmesi vurgulanmıştır.
• Hidrolik ve pnömatik sektöründe teknik standartların gerekliliği bundan önceki Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongrelerinde sıklıkla dile getirilen konulardan birisi olmuştur. Özellikle 2003 yılında gerçekleştirilen kongremizde daha özel olarak vurgulanan standart konusunun sektörün kalite ihtiyacını sağlamada çok önemli bir veri olacağı dile getirilmiştir. Kongre sonrasındaki süreçte AKDER, Türk Standartları Enstitüsü ile görüşerek sektörle ilgili Türk Standartlarını belirlemiş, hidrolik ve pnömatikle ilgili ISO standartlarını listeleyerek Türk standartları ile karşılaştırmak suretiyle Türk Standardı olması gereken ISO standartlarını belirlemiştir. Belirlenen 77 adet standart TSE'nin resmen görevlendirdiği raportörler aracılığı ile AKDER üyelerinin gönüllü katkılarıyla Türkçeleştirilmiş, Eylül 2007 sonu itibariyle sözü edilen 77 adet standardın tamamı Türkçeleştirilerek TSE'ye sunulmuştur. Haziran 2008 sonu itibariyle taslaklar teknik komitelerde görüşülmekte, verilen son şekil sektör mensuplarına görüş alınmak üzere gönderilmekte ve bütün bu süreçlerin sonunda TS standardı olarak yayınlanmaktadır. Sözü edilen 77 adet standardın 4 adedi resmi TS standardı olarak yayınlandığı ve çalışmaların sürdürüldüğü kongre ortamında delegelerle paylaşılmıştır.
• Kongre hazırlık sürecinde gerçekleştirilen Bölgesel Hidrolik Pnömatik Konferansların daha fazla ilde ve iki günlük etkinlikler olarak sürdürülmesi, bu etkinliklere sektör firmalarının tanıtım stantları ile katılımının sağlanmasının faydalı olacağı vurgulanarak, kongrenin 3 yıllık periyotlarda Makina Mühendisleri Odası'nca, sektörle ilgili tüm kurum ve kuruluşların, diğer meslek disiplinlerinin desteği ile İzmir'de düzenlenmesi kararlaştırıldı.
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI