TMMOB, ÜYELERİ 8 MART "DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜ" KUTLADI
Yayına Giriş Tarihi
Dünya kadınlarının birlik, mücadele ve dayanışma günü 8 Mart, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Üyeler Çalışma Grubu tarafından Tepekule Kongre ve Sergi merkezinde düzenlenen renkli bir etkinlikle kutlandı. Katılıma açık düzenlenen etkinliği 500'ü aşkın kişi izledi. Etkinlikte halk oyunları, belgesel gösterimi, söyleşi ve türkülerden oluşan dinleti büyük alkış aldı.
"Dünya Emekçi kadınlar Gününü" TMMOB'li kadınlar 8 Mart 2009 Pazar günü saat 14.00'de başlayan etkinlikle kutladılar. MMO İzmir Şubesi Halk Oyunları ekibinin Aslı Zeynep Kızılbay yönetimindeki Ege Kadın Oyunları ile başlayan etkinlikte çalışma grubunu tanıtan kısa bir sunum gösterildi. Emel Çelebi'nin "Lilit'in Kız Kardeşleri" belgeselinin gösteriminin ardından belgesel üzerine yönetmenle belgeselde yaşamları konu alınan Anadolu kadınlarından Hatice Pınar, Nebiha Sarıçay ve Hatice Küçük'le bir söyleşi gerçekleştirildi. Türk Halk Müziği Sanatçısı Vildan Turan'ın bir demet türküden oluşan dinletisiyle tamamlanan etkiliğin her bölümü büyük beğeniyle alkışlandı.
Etkinliğin açılışında TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Üyeleri Çalışma grubu adına bir konuşma yapan Selda Ünver şunları söyledi;
"Değerli Konuklarımız,
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Üyeler Çalışma Grubu adına hepinizi sevgi ve dostlukla selamlıyorum, etkinliğimize hoş geldiniz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü ikinci kez ortak bir etkinlikle kutluyoruz.
Bildiğiniz gibi, 26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı "Uluslararası Kadınlar Konferansı"nda, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına yılda bir günün "Uluslararası Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını önerdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Uluslararası Kadınlar Günü ilk kez 1911 yılında kutlanmıştır. Tüm Dünya 98 yıldır 8 Mart'ı anmakta ve kutlamaktadır.
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle greve başladı. Bir tekstil fabrikasında greve giden işçilere polisin saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı. 8 Mart işte bu büyük acının ve direnişin yıldönümüdür.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de kutlanmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını kabul etti.
Biz adına ister "Dünya emekçi kadınlar günü" isterse de "Dünya kadınlar günü" diyelim; 8 Mart'ta aslında bu büyük kadın direnişini ve hakları için yaşamlarını yitiren tüm kadınları anıyoruz.
Tüm kadınların eşitlik, hak ve özgürlük mücadelesini yükseltmek için sesimizi birleştiriyoruz.
Değerli Konuklarımız,
Değerli TMMOB Üyeleri,
Bu yıl etkinliğimizin temasını "Anadolu'da Kadın" olarak seçtik. Üzerinde yaşadığımız toprağın kadın kültürünü bilmemizin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Anadolu'nun on binlerce yılık medeniyet tarihinde kadının özel tarihini iyi incelememiz gerekiyor. Bu konuda ülkemizde önemli araştırmalar var. Değerli kadın tarihçimiz, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın kitapları bu konuda başlı başına birer kaynaktır.
Biz bu etkinliğimizle sizlerde Anadolu'nun köklerini ve kültürünü araştırma isteği uyandırmayı diliyoruz. Bu büyük kültür zenginliğinin doğal evriminin nasıl bir geleceği kurması gerektiğine dikkatle bakmalıyız.
Bugün Anadolu kadını iki ayrı kültürün baskısı altında köklerinden koparılmak istenmektedir. Birincisi kültür emperyalizmi tarafından ülkemize pompalanan "popüler kültür"; diğeri ise dini siyasi araç olarak kullanmayı artık meşru hale getirmiş ve üzerimize zorla giydirilmeye çalışılan "mutaassıp- ahlakçı ve şeriatçı kültür" dür.
Biz Anadolu'nun güçlü ve özgür kadınlarının torunları olarak, bu iki kötüden birini seçmek zorunda değiliz!
Ne kadın bedenini "metalaştıran" sözde kadın özgürlükçülerine, ne de sözde kadın bedenini "kutsayan" "din bezirganlarına" geleceğimizi emanet etmeyeceğiz.
Bizler, özlediğimiz dünyayı ve geleceğimizi, özgür ve eşit bireyler olarak damarlarına karıştığımız yaşamın içinde bu özlemi paylaşan tüm insanlarla birlikte kurmak istiyoruz.
Ana tanrıça Kibelede'den, eşiyle eşit söz hakkına sahip Tavannannalar'dan ve şifacı kadınlardan bugüne uzanan sürece ve bugün Anadolu'daki kadınlarımızın gerçeğine daha yakından bakmalıyız.
Bilinen ilk barış anlaşmasının altında eşiyle birlikte bir kadın hükümdarın da imza attığı bu topraklarda kadın, barışın, kardeşliğin, özgürlüğün ve eşitliğin aydınlatan ışığını taşımalı ve elinden hiç bırakmamalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin bu anlamlı gününü kutluyor, etkinliğimize katkıda bulunan tüm konuklarımıza ve sanatçılarımıza teşekkür ediyorum.
Anlamlı bir etkinliği paylaşacağımız inancıyla TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Üyeler Çalışma Grubu adına hepinizi sevgi, saygı ve dostlukla selamlıyorum."
Görüşü sorulan katılımcıların hepsi, etkinliğin farklı içeriği ile çok başarılı bir çalışma olduğunu belirterek TMMOB Kadın Üyeler Grubunu kutladılar.
