2 TEMMUZ KATLİAMI TÜM TÜRKİYE'DE LANETLENDİ
Yayına Giriş Tarihi
MMO; " Sivas katliamı, 1980 sonrası karanlığının ürünüdür"
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta dincilerin kalkışmasıyla yaşanan ve 37 insanımızın yanarak yaşamını yitirdiği katliam tüm yurtta düzenlenen mitinglerle lanetlendi. İzmir'de TMMOB pankartı altında üyelerimizin de destek verdiği mitinge 10 bine yakın kişi katıldı.
MMO; " Sivas katliamı, 1980 sonrası karanlığının ürünüdür"
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta dincilerin kalkışmasıyla yaşanan ve 37 insanımızın yanarak yaşamını yitirdiği katliam tüm yurtta düzenlenen mitinglerle lanetlendi. İzmir'de TMMOB pankartı altında üyelerimizin de destek verdiği mitinge 10 bine yakın kişi katıldı.
Makina Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Ali Ekber Çakar tarafından 2 Temmuz'un 15. yıldönümü nedeniyle yapılan basın açıklamasını yayınlıyoruz;
MMO 2 Temmuz Basın açıklaması;
"15 yıl önce, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta 35'i aydın, sanatçı, yurtsever 37 insanımız güvenlik güçlerinin gözlerinin önünde saatlerce süren bir kuşatma sonucu diri diri yakılarak katledilmişti.
Türkiye'de geçmişten bu yana ilerici, toplumcu yurtsever güçlere karşı hep şiddet ve linç kültürü devreye sokulmuş, Kanlı Pazar, Çorum, Maraş ve Sivas katliamları ile gerici, milliyetçi güruhlar bilinçli olarak azdırılmıştır.
Şurası açık ki, siyasal İslam ve şeriatçı yönelimler, Amerika'nın "yeşil kuşak" projesinden de güç alarak bizzat 12 Eylül'ün desteğiyle önce "Türk - İslam sentezi" adı altında milliyetçilik ile kaynaştırılmış, daha sonra da bağımsız bir şekilde gelişmiştir. Toplumun muhafazakârlaştırılması, "siyasal İslam"ın taban tutması, din derslerinin okullarda zorunlu hale getirilmesi, İmam Hatip Okullarının sayısının diğer tüm meslek okullarının sayısının iki katına çıkması 1980 sonrasında önce "Türkİslam sentezi", ardından "muhafazakâr-liberal düşünce sentezi" eşliğinde yaşanan gelişmelerdir.
2 Temmuz 1993 Sivas katliamı bu gelişmelerin ardından derin güçler ile gerici güçlerin böylesi bir arka plana dayanması üzerine gerçekleştirilmiştir.
Bilindiği gibi ABD, eski "Yeşil Kuşak" siyaseti ile İslam'ı belirli güç ve amaçlara yönelik olarak kullanmayı 1970'lerin sonları ve 1980'lerde özel olarak uygulamıştır. Son yıllarda ise ABD, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'dan Orta Asya'ya ulaşan geniş coğrafyayı emperyalist emellerle denetim altında tutma amacıyla gündeme getirdiği "Büyük/Genişletilmiş Ortadoğu Projesi" ile İslam'ı kullanma siyasetini sürdürmektedir.
Bu projeksiyon, bugün Türkiye açısından ABD'nin Türkiye'ye biçtiği rolü içeren "ılımlı İslam modeli"nde somutlanmaktadır. Bu durum ile laiklik, yüzeydeki türban konusu ve bazı diğer iç politika konuları arasında bir uyum da söz konusudur.
Bu noktada aydınlanmacı, ilerici, toplumcu güçler açısından Türkiye'nin 1980 sonrası içine sokulduğu karanlık; otoriter, liberal, muhafazakar, milliyetçi, gerici karma/sentez politikaların bir bütün olarak aşılması ile olanaklıdır.
Bu ise ancak ve ancak eşitlikçi, özgürlükçü, laik, ekonomiksiyasal bağımsızlık ile planlamasanayileşmekalkınmayı bütünlük içinde içeren, demokratik hak ve özgürlüklerin eksiksiz olarak tanımlandığı, sosyal hukuk devleti ilkesi ile yasamayargıyürütme ayrılığının demokratik bir çerçevede sağlandığı bir Türkiye'de gerçekleşecektir.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, Türkiye tarihinin her evresinde çeşitli alt eğilimler ve biçimler altında yayılmasını sürdüren gericiliği bir kez daha lanetliyor, Sivas'ta katledilen aydınları, sanatçıları, ilericileri katledilişlerinin 15. yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz.