VII. BAKIM TEKNOLOJİLERİ KONGRESİ VE SERGİSİ ESKİŞEHİR’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından düzenlenen Bakım Teknolojileri Kongrelerinin yedincisi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış töreniyle başladı.
Kongrenin açılış konuşmaları MMO Eskişehir Şube Başkanı Hakan Ünal, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç tarafından yapıldı. Kongrenin yanı sıra bakım teknolojileri ile ilgili bir serginin de düzenlendiği etkinlik üç gün sürdü.
Bu yıl ana teması "Bakım Mühendisliği olarak belirlenen Bakım Teknolojileri Kongresi ve Sergisi‘nde üç gün boyunca düzenlenen bilimsel ve teknolojik araştırma oturumları, seminerler, kurslar, paneller ve forumlar aracılığıyla; konusunda uzman olan kişiler, firmalar ve akademisyenlerin bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaşarak, bildiriler sunuldu.
Kongrenin açılışında bir konuşma yapan MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar şöyle konuştu:
"Değerli Konuklar,
Değerli Katılımcılar,
Sevgili Basın Mensupları,
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yedinci Bakım Teknolojileri Kongresi ve Sergisi‘ne hoş geldiniz.
61 yıl önce kurulan Odamız, çağdaş, demokratik, üreten, mühendislik bilimleri ve uygulamalarını geliştiren, sanayileşen, hakça paylaşan bir Türkiye yaratılmasına katkıda bulunacak çalışmalar yapmayı temel amaç olarak benimsemiştir. Örgütlü üyelik temelinde yürüttüğümüz çalışmalarda meslek alanlarımızın korunması, geliştirilmesi, bilimsel-teknik gerekliliklerin yerine getirilmesi, kamu ve ilgili sektörler ile iletişimi sağlamaya yönelik platformlar oluşturuyor, oluşan görüşleri ilgili yerlere ulaştırmada takipçi bir tutum izliyoruz.
Odamız diğer bütün uzmanlık alanlarımızla ilgili dallarda olduğu gibi bakım teknolojilerine yönelik olarak da geliştirici çalışmalarda bulunmayı temel görevlerimizden biri olarak görmekte, Bakım Teknolojileri Kongreleri de bu çerçevede, 12 yıldır gelenekselleşmiş olarak düzenlenmektedir. Alanında en kapsamlı, en nitelikli etkinlik olan bu kongre ile Odamız, sanayi ve hizmetler alanının görünmeyen bir yüzüne ışık tuttuğu için siz değerli akademisyen, meslektaş ve uzmanlarla birlikte haklı bir gururu paylaşmaktadır.
Sayın Katılımcılar,
Ülkemiz açısından makina ve üretim ara girdilerinde dışa bağımlılığın ve işletme maliyetlerinin arttığı, teknolojideki gelişmelerin takibinin vazgeçilmez olduğu, rekabetin uluslararası planda kızıştığı günümüzde, makina ve tesislerin arızasız, sorunsuz, verimli, uzun ömürlü çalıştırabilmesi, doğru ve planlı bakım yaklaşımı ile olanaklıdır.
"Fiziki varlıkların mümkün olan en yüksek verimle işlevlerini sürdürmelerini sağlamak için gerekli düzeltmeleri ve geliştirmeleri uygulamak amacıyla gerçekleştirilen hizmetlerin bütünü" olarak tanımlanan bakım uygulama ve yönetimi, bu varlıkların arızi bakımlarını asgariye indirirken gerekli koruyucu ve önleyici faaliyetleri planlı bakım yaklaşımı ve optimum maliyetlerle yürütmeyi hedefler. Bu sayede can ve mal güvenliği ile çevreye yönelik riskler azaltılırken, kurum üretkenliğinin artırılmasına katkı sağlanır.
Türkiye‘nin bakım faaliyetlerine harcadığı kaynağın Gayri Safi Yurtiçi Hâsılanın yaklaşık olarak yüzde 1`i civarında olduğu dikkate alındığında, bakımın başlı başına bir ekonomik faaliyet olduğu; Bakım Mühendisliği ve yönetimi konularında atılacak adımlar ve getirilerinin hiç de azımsanmayacak bir boyutta olduğu görülmektedir.
Değerli Katılımcılar,
Bilindiği üzere mühendislerin bir bölümü, tesis ve işletmelerde "bakım mühendisi" olarak çalışmaktadır. Bir işletme veya sistemin güvenirliği, bakım mühendisliği, "güvenirlik mühendisliği" gibi yeni terimlerle de tanımlanabilmektedir.
Bu noktada "Bakım Mühendisliği" konusunda taraflarca ortak bir dil geliştirilmesi ve eğitimin sürekliliği, tartışılmaması gereken konulardır. Bakım mühendisi ve her kademedeki bakım personeli, teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurularak sürekli olarak eğitilmeli, mesleki gelişime önem verilmelidir.
Bakım konusundaki çalışmaların kavramlaştırılması, etkinleştirilmesi, yaygınlaştırılması, sürekliliğinin sağlanması ve uygulanması için gerekli mesleki eğitim faaliyetleri, yerel ve merkezi yönetimlerce desteklenmelidir.
Bu gereklilikten hareketle Odamız, tüm mesleki uygulama alanlarımızda ve makina mühendisliğinin temel fonksiyonlarından biri olan bakım alanında çalışacak üyelerimizin, alanlarında yeterli bilgi ve deneyime sahip olması gerektiğini savunmaktadır.
Odamız, lisans eğitiminin meslek içi ve hizmet içi eğitimlerle desteklenmesini ve yaşam boyu eğitimi zorunlu görmektedir. Bu nedenle bakım teknolojileri alanındaki yayın eksikliğini giderecek birçok kitap yayımlıyor ve Meslek İçi Eğitim Merkezleri (MİEM) kanalıyla düzenlediğimiz seminer ve kurslarla üyelerimizi bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ülke genelinde çağdaş eğitim donanımlı mekanlarda hizmet sunan MİEM‘lerimiz artık bir okul kimliğine kavuşmuş olup ülke genelinde 116 farklı noktada, bakım dâhil 36 konuda ve aynı anda yaklaşık 3 bin üyemize hizmet verebilecek bir kapasiteye sahiptir.
Belgelendirme faaliyetleri için Oda merkezinde oluşturduğumuz Personel Belgelendirme Kuruluşumuz da ilgili AB standardı kapsamında TÜRKAK‘a akredite ettirilmiştir. Böylece düzenlenen belgelerin uluslararası tanınırlığı konusunda önemli bir adım atılmıştır.
Sayın Katılımcılar,
Odamız bakım bilincinin işletmeler ve sanayide yerleşmesi, bakım ile diğer birçok konu arasında bağ kurmak gerektiğine inanmaktadır. Bizce bakım faktörü, yalnızca üretim açısından ele alınmamalı, bağlantılı olduğu, bir sistemin verimliliği ve sürekliliğinin sağlanması için bakım yönetim sistemlerinin yürürlüğe girmesi, işçi sağlığı, iş güvenliği, enerji verimliliği, çevre vb. faktörler açısından da önemsenmelidir. Örneğin bakımlı bir tesiste iş kazaları minimum seviyede olacaktır. İş kazaları ve iş cinayetlerinin arttığı, ölümlü iş kazalarında Avrupa‘da ilk, dünyada üçüncü sırada bulunan ülkemizde bakım esprisinin ilgili bütün taraflar açısından önemsenmesi gerekmektedir. Sistemlerde oluşan arızalar ve aksaklıklar nedeniyle büyük mal ve can kayıplarıyla birlikte çevre felaketleri de oluşabilmektedir. İşletmelerin sürekliliğinin sağlanması açısından bakım büyük önem kazanmış olup, bu alanda eğitilerek belgelendirilmiş Bakım Mühendisi ve personeline her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Kısaca, denetim mekanizması olmadan bakımsız bir makina veya sistemden dolayı gerçekleşen kazaların, can, mal ve iş kayıplarının önlenmesi olanaksızdır. Dolayısıyla bakımlı bir sistemi işletmek, insan, toplum, kamu çıkarını gözetmenin temel ilkelerinden biri olmalıdır.
Değerli Katılımcılar,
Dünyayı saran krizin ülkemize yansımaları ile Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları, daha özelde imalat sanayi ve makina imalat sanayinin sorunları iç içe geçmiştir. Sanayi genelinde öz kaynaklardan çok ithal kaynaklar girdi olarak kullanılmaktadır. Küresel güçlerin dayattığı işbölümü ile fason üretim ve taşeronlaşma egemen olmuştur. Bugün kaynak tahsisinin iç ve dış piyasalar yoluyla sağlandığı bir model ve hatta bunun olanaklarının giderek sınırlandığı bir durum söz konusudur.
Sanayimizdeki hâkim yapının % 98 ile küçük ve orta boy işletme-KOBİ ölçeğinde olduğu gözetildiğinde firmaların ayakta kalabilme mücadelesi sanayideki tahribatla birlikte güçleşmekte, yeni bir strateji ile olumlu bir yapılanma dahi giderek olanaksız hale gelmektedir.
Günümüz işletmelerinin küresel rekabete ayak uydurabilmeleri, maliyetlerini minimize etmeleri ile olanaklıdır. Bakımın bu denklem içindeki yeri, pro-aktif düşünceyle oluşturulan kestirimci bakım kavramıyla tanımlanmaktadır. Bakımcımız; makinenin bakımını planlamanın yanı sıra makinayı oluşturan parçaların ömürlerini de takdir etmek zorundadır. Kestirimci bakımda bakımcının en yakın desteği makine kullanıcısının da bakım operasyonlarında görev alması otonom bakım uygulamalarıyla olanaklıdır.
Değerli Katılımcılar,
Gerek Odamız gerekse başka kuruluşlarca yapılan araştırmalarda mühendislik sanayilerinde gerileme olduğu, giderek artan ölçüde net ithalatçı olmaya yönelindiği sanayimizde nitelikli personel yetersizliği açığa çıkmaktadır.
Ar-Ge, inovasyon ve mühendisliğin yoğun olması gereken sanayide işletmeler yapısal ve güncel sorunların altından kalkamamakta, teknoloji-katma değer ilişkisi kurulamamakta, geleceklerine yatırım yapmaktan yoksun kalmakta ve bu gerçekler bakım alanına dek uzayan yeni sorunlar türetmektedir.
Tam da bu nedenlerle bakım mühendisliği ve bakım teknolojilerinin sanayiye yeterince uyarlanması giderek daha da güçleşmekte, aynı zamanda yaşamsal bir öneme sahip olmaktadır.
Değerli Katılımcılar,
Yatırımlar artırılmalı, serbestleştirme-özelleştirme uygulamalarıyla ithalat politikaları gözden geçirilmeli, yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmeli, kamunun ekonomideki yönlendiriciliği ve planlama yönelimi yeniden benimsenmelidir.
Sanayinin fason yapısı değiştirilmeli; yeniden yerli girdi oranını artıran, kredi mekanizmasını KOBİ‘lere yönelik olarak yaygınlaştıran, istihdamı ön plana çıkaran, bölgeleri de içeren kapsamlı bir kalkınma planı yürürlüğe konulmalıdır.
Eksenine insanlarının mutluluk ve refahını, sosyal devlet anlayışını oturtan, öz kaynak ve birikimlerimize, bilim ve teknoloji politikalarına dayalı bir sanayileşme ve kalkınma planı uygulamaya konulmalıdır.
Bakım alanında da,
- Yalnızca arızaya müdahale etmek şeklinde anlaşılan Bakım Mühendisliği anlayışı terk edilmeli, mühendis üretkenliği sağlanmalı, önleyici faaliyetler sistematik nitelikli olmalıdır.
- MMO, üniversiteler ve sanayi işbirliğiyle bakım ve bakım mühendisliğiyle ilgili bilgi gereksinimine, özellikle pratiğe yönelik yayınlar artırılmalıdır.
- Üniversitelerin müfredatlarında alanın pratik ihtiyaçlarını karşılayacak geçişler yapılmalıdır.
- Bakım çalışmalarını maliyet unsuru olarak gören anlayış terk edilmeli, kuruluşlar güvenliğe ve üretime dair riskleri en aza indirgeyecek planlı ve kontrollü bakım politikaları geliştirmelidir.
- "Bakım Mühendisliği Belgelendirmesi"ne yönelik çalışmalar sürdürülmelidir.
- Tüm makina ve cihazların bakımlarının kayıt altında tutulduğu ve denetlendiği, bunun, alanın ehli olan uzmanlarca yapılması gerektiği, İş Yasası‘na bağlı olarak çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerde, bu kontrollerin "TMMOB‘ye bağlı ilgili meslek odalarınca yapılması" ibaresi mutlaka yer almalıdır.
Değerli Meslektaşlarım,
Son olarak 10 Ekim Cumartesi günü, üst birliğimiz Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği/TMMOB, DİSK, KESK ve TTB‘nin çağrısı ile Ankara‘da yapılacak olan Savaşa İnat Barış Hemen Şimdi! Emek, Barış ve Demokrasi Mitingine çağrı yapmak istiyorum. Zira bugün ülkemiz şiddet ve kan gölüne çevrilmiş durumdadır, dahası bir iç savaş sürecindedir. Savaşa, şiddete, sömürüye karşı eşit, adil, özgür bir yaşamı, laikliği, barışı ve demokrasiyi savunmak için, kongre programımızı aksatmayacak bir şekilde bütün meslektaşlarımızı ve dostlarımızı 10 Ekim Cumartesi günü yapılacak olan mitinge davet ediyorum.
Sözlerimi bitirirken, oturumlarda bildiri sunacak, panel, seminer ve kurslarda yer alacak konuşmacılara, delege ve izleyiciler ile katkıda bulunan bütün kurum ve kuruluşlara, Odamız adına kongrenin gerçekleştirilmesini sağlayan düzenleme, danışma ve yürütme kurulları ile kongre sekretaryasına, Eskişehir şubemizin başkanı, yönetim kurulu ve çalışanlarına, Oda Yönetim Kurulu ve şahsım adına içtenlikle teşekkür ediyor, etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyor, saygılarımı sunuyorum."
Kongredeki sunumlar, görüş ve tartışmalar ışığında oluşturulacak olan sonuç bildirisi daha sonra kamuoyuna sunulacak.